Bizden selam olsun: Ermeni Tehcirinin 95. yılı

27 Nisan 2010 Salı

Ermeni Tehcirinin 95. yılı


Durum
Yılmaz Öztuna
yilmaz.oztuna@tg.com.tr
26 Nisan 2010 Pazartesi




95 YIL

Tehcîr’in 95. yılı... 24 Nisan 1915’te Osmanlı hükûmeti kanun kuvvetinde tehcîr kararnâmesini çıkarmıştı. Aynı günlerde Gelibolu’da yalnız devletimizin ve milletimizin değil, tarihin en büyük savaşının da kaderi çekişiliyordu.
Enver Paşa 9, 10, 11. kolordulardan oluşan 3. Ordumuz’un 2 kolordusunu Allahüekber Dağları buzullarına gömmüştü (Rusların da 36.000 zayiat verdiklerini kaydetmeliyim). Geriye kalan kolordumuz, dağınık birlikler hâlinde, aç ve bîilâç, çekiliyordu. Peşlerinde, dişlerine kadar Rus mitralyözleri ile silâhlandırılmış Taşnak eşkıyası...
Taşnaklar, yüzlerce Kürt köyünü basıp kadınları, ihtiyarları, çocukları, bebekleri, kurşun sıkarak falan değil, her türlü işkence ile öldürüyorlardı (köylerin gençleri askerde idi). Akıllarınca o coğrafyada -Müslüman nüfustan arındırıp- Büyük Ermenistan kuracaklardı.
33 yaşındaki Başkumandan Enver Paşa’nın genel kurmay başkanı Bronsart von Schellendorf Paşa, Berlin İmparatorluk Genel Kurmayı’ndan aldığı emirle, savaş bölgesindeki Ermeni nüfusun o coğrafyadan uzaklaştırılmasını öğütledi. Enver, Talat’a söyledi. Dâhiliye nâzırı (içişleri bakanı) Tal’at Bey tehcîr (zorunlu göç) kararnâmesini hazırladı. Emrindeki sadrâzam (imparatorluk başbakanı) Prens Mehmed Saîd Halim Paşa’ya imzalatıp Sultan Reşâd’a onaylattı (başbakan nasıl bakanın emrinde olur demeyin, bizde olmuştur).
O coğrafyadaki Ermeniler, aile fertleri biribirinden ayrılmayarak, güney eyaletlerimize doğru yayan olarak yola çıkarıldı. Yolda, ailelerinin öcünü almak isteyen eski Kürt Hamîdiye süvari alayları mensuplarınca vuruldular. Açlık, salgın hastalık, sert iklim, bozuk yollar... Her türlü belâ mevcuttu. Kafileler ağır zayiat vererek Suriye’ye erişti. Oradan Fransa ve Amerika’ya gidip müreffeh hayatlar kurdular.
Biz başlatmadık. Onlar asıp kesecek, Türk Devleti karşılık vermeyecek miydi? Savaşlarda böyle trajediler olur. Her milletin tarihinde vardır. Ermeniler rahat durup devletlerine silâh çekmeselerdi, bugün o coğrafyada Türk-Kürt-Ermeni asıllı vatandaşlar denge içinde, bin yıllık yaşayışlarına devam edeceklerdi. Kendilerine Aydınlar diyen mahut grup, ideolojilerinin hezimetini yaşamanın üzüntüsüyle gösteriler yapıp milletin nefretini kazandılar. Ermenilerin şehîd ettikleri yüz binlerce insanımız, devlet adamlarımız, diplomatlarımız için ne düşünüyorlar? Onlara da mevlit mi okutacaklar?

Hiç yorum yok:

 

Haber